Hemen Göz Atın !
Meslek Hastalığı Nedir ?
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütülmesi şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.(SGK Tanımı)
Her hastalık meslek hastalığı sayılmamaktadır. Öncelikle olarak kişinin yapmış olduğu iş sebebiyle geçici veya sürekli olarak hastalık geçirmesi gerekmektedir. Dolayısıyla tanım uyarınca bir hastalığın meslek hastalığı olarak sayılabilmesi için bir kaç şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar nelerdir?
Meslek Hastalığı Hangi Şartlarda Oluşur ?
Öncelikli olarak kişinin işçi olması gerekmektedir. 5510 sayılı kanun, meslek hastalığı nedeniyle hak sahibi olabilecek kişinin sigortalı olması gerektiğini söylemiştir. Ancak, işçi sigortalı olmasa bile, çalışması ve meslek hastalığı kurumca başka türlü tespit edilmediği takdirde, meslek hastalığı tespit davası açılarak hem sigortalılığın hem de meslek hastalığının tespit edilmesi mümkündür.
Bunun yanında meslek hastalığının işin yürütülmesi sırasında oluşması gerekmektedir. Yani hastalık ve iş arasında nedensellik olması gerekmektedir. Bunların yanında meslek hastalığı oluşabilmesi için işçinin bir devamlılık arz eden çalışma sürecinde ortaya çıkmalıdır. Ani veya tesadüfi gelişen olaylar neticesinde işçinin bedensel veya ruhsal zarar görmesi “iş kazası” olarak kabul edilir. Bu durumda iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir. Meslek hastalığı ise belli bir süre sonunda yavaş yavaş bedensel ve ruhsal zararların gelişmesidir.
Son olarak; Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Yönetmeliği ve Tüzüğü’nde yer alan hastalıklardan olmalıdır. Hastalık, işçiyi bedensel veya ruhsal açıdan etkileyerek bir engelliliğe yol açmalıdır. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Meslek Hastalıkları Nelerdir?
Meslek hastalıkları, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün 5. maddesinde tasnif edilerek ana başlıklar halinde düzenlenmiştir: (Her başlık altında yer alan hastalıklar Tüzüğe ekli A cetvelinde ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir)
- Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları)
- Göz arızaları
- Kulak arızaları
- Yüz arızaları
- Boyun arızaları
- Göğüs hastalıkları
- Omuz ve kol arızaları
- El bileği ve el arızaları
- El parmakları arızaları
- Omurga arızaları
- Karın hastalık ve arızaları,
- Pelvis ve alt ekstremite arızaları
- Endokrin, metabolizma, kol.
Meslek Hastalığım Var Ne Yapmalıyım?
Öncelikli olarak alanında uzman bir avukata danışarak hastalığın genel detaylarını, kanuna uygun olup olmadığını değerlendirmeniz gerekmektedir. Eğer ki meslek hastalığı olduğu yönünde bir değerlendirme mevcut ise meslek hastalığına maruz kalan işçinin meslekte güç kayıp oranının öncelikle tespit edilmesi gerekir. Meslekte güç kayıp oranı, sigortalıya SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı, bağlanacaksa miktarı ile maddi ve manevi tazminat davası neticesinde hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkiler. Bu nedenle meslek hastalığı nedeniyle meslekte güç kayıp oranının doğru tespit edilmesi önemlidir. Tespit edilemeyen bir meslek hastalığı mevcut ise Ankara SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay kararı aşağıda detaylandırılmıştır.)
SGK tarafından işçinin maruz kaldığı olay meslek hastalığı olarak kabul edilmediği takdirde, meslek hastalığının tespiti amacıyla dava açılması gerekmektedir. Meslek hastalığının tespiti davası avukat yardımı ile yürütmenizi tavsiye etmekteyiz.(Yargıtay kararı aşağıda detaylandırılmıştır.)
Meslek Hastalığı Nedeniyle Tazminat Davası
Meslek hastalığı tazminatı, meslek hastalığına yakalanan işçinin temel haklarından biridir. Yukarıda anlattığımız üzere, Kocaeli avukatı olarak meslek hastalığı raporundan sonra tespit edilen oran ile meslek hastalığı tazminatını hesaplayarak dava açarak işçinin en temel hakkı olan meslek hastalığı tazminatını elde etmekteyiz. Meslek hastalığına yakalanan işçi işverene karşı her türlü maddi ve manevi zararlarının karşılanması amacıyla tazminat davası açabilir.
Meslek hastalığı nedeniyle işçinin hakları nelerdir diye soracak olursak öncelikli olarak maddi ve manevi tazminat hakkıdır. Peki maddi ve manevi tazminat hakları nelerdir?
Manevi tazminat, kişilik değerleri saldırıya uğrayan kişinin isteyebileceği bir tazminat türüdür. Kişilik değerleri, bireyin kişilik haklarını meydana getirmekte olup kanunda tanımlanmamış olmakla birlikte Yargıtay kararlarına göre kişinin yaşamı, sağlığı, ruh ve vücut bütünlüğü bozulan herkes manevi tazminat isteyebilir.
Maddi tazminat davası, işçinin meslek hastalığı nedeniyle uğradığı meslekte güç kaybı ve diğer zararlarını karşılamak üzere açılır. Maddi tazminatın kapsamınını belirleyen temel unsurlar şunlardır:
- Tarafların kusur oranları,
- Maluliyet varsa maluliyet oranı,
- İşçinin en son geliri
Meslek hastalığı sonucu ölüm halinde; ölen işçinin desteğinden yoksun kalan kişiler maddi tazminat davası açabilir. Ölüm nedeniyle açılan maddi tazminat davalarında hükmedilen tazminata, “destekten yoksun kalma tazminatı” denilmektedir. Ölen kişinin eşi, çocukları, anne-babası veya ölenin kendisine destekte bulunduğunu ispat edebilen herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir.
Meslek Hastalığı Davası ve Meslek Hastalığı Tazminatı Yargıtay Kararları
1. Meslek Hastalığı ve Maluliyet Oranı’na İtiraz
Olayın meslek hastalığı olup olmadığı ve maluliyet oranına ilişkin SGK Sağlık Kurulu tarafından yapılan tespitlere karşı Ankara’da bulunan SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilebilir. Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar SGK’yı bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde (itiraz, dava açmak suretiyle mümkündür) gerekli inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır (Y21HD-K.2015/15051).
2. Meslek Hastalığı Tespit Davası Usulü
506 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde de, “işveren; …sigortalıları çalıştıran … kişiler…” olarak tanımlanmış olup, olayın meslek hastalığı olduğuna yönelik davalar, sonuç itibariyle, sigortalı ile işveren arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi olduğuna yönelik tespit hükmünü de içerdiğinden, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işvereninde davada taraf olmasında yasal zorunluluk vardır. Hal böyle olunca, dava dışı işverene de usulüne uygun husumet yöneltilmesi ile davaya katılımı sağlanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir (Y10HD-K.2015/17863).
3. Meslek Hastalığı Tazminat Davasında Zamanaşımı ve Faiz
Dava konusu olayda davacının 03.07.2000 tarihinde tespit edilen meslek hastalığı nedeniyle %83,50 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı ve 04.08.2000 tarihinden başlamak üzere 21.10.2002 onay tarihli gelir bağlandığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacıya sürekli iş göremezlik tayinine esas alınan meslek hastalığı bakımından değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, Meslek hastalıklarında zaman aşımının meslek hastalığının tespit tarihinden başlayacağı açıktır. Bu duruma göre meslek hastalığının tespit tarihi dikkate alındığında 14.11.2015 ek dava tarihinde yasanın öngördüğü 10 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Hal böyle olunca, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’inin kabul edilerek ek dava konusu maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ek dava konusu talebi de kapsar biçimde maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. 2000 yılında tespit edilen meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezlik oranına ilişkin olarak 2014 yılında …. tarafından yapılan değerlendirmenin zaman aşımının başlangıcının belirlenmesi anlamında davacıya bir hak kazandırmayacağı ortadadır. Davacı asıl ve birleşen davalarda hüküm altına alınan tazminatlara maluliyetin tespit tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi açıkça istenmiştir. Öte yandan meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan davalarda faizin zararın meydana geldiği meslek hastalığının tespit tarihinden itibaren yürütüleceği, meslek hastalığının tespiti ile birlikte zarar veren bakımından temerrüte düşüldüğünün kabulünün gerektiği dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Hal böyle olunca da davanın niteliğine göre meslek hastalığının tespit edildiği 03.07.2000 tarihinden itibaren faize karar verilmek gerekirken, … rapor tarihinden itibaren faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, meslek hastalığının tespit tarihinde hataya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi – Karar : 2016/3194).
4. Meslek Hastalığının Tespiti Davası Açılması Zorunluluğu
Yapılacak iş, meslek hatalığının Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edildiği, tahkikat yapıldığı ancak tahkikat raporunda olumlu olumsuz bir sonuca ulaşılamadığı dikkate alındığında, davacının mirasçılarına davacıda meydana gelen akciğer kanseri hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için Kuruma başvuruda bulunmaları, hastalığın Kurumca meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “meslek hastalığı tespit” davası açması için önel verilmesi, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre; hastalığın Kurumca meslek hastalığı olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacı müteveffanın, hastalığına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra, usulüne uygun şekilde meslek hastalığından kaynaklanan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin rapor alınarak kesinleştirilmesi; itiraz halinde sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu’ndan ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması; mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde ise; raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmak suretiyle giderilmesinin ardından çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi – Karar : 2015/17475).
5. Meslek Hastalığı Sebepleri
Meslek hastalığının tanımı ve şartlarına yönelik verilen bilgiler ışında somut olay değerlendirildiğinde, sigortalı M…’ın mesleğini icra ederken elini kullanması nedeniyle yürütülen işin niteliği gereği hastalığın vuku bulduğu, eğer sigortalı, davalı işveren nezdinde lastik imalat operatörü olarak çalışmasa idi hastalığın da ortaya çıkmayacağı, bu hâliyle işyeri koşulları ile ortaya çıkan hastalık arasında uygun illiyet bağının bulunduğu açıktır. Hâl böyle olunca sigortalı yönünden meslek hastalığının varlığı için aranan tüm şartlar gerçekleşmiş olduğundan M…’ın hastalığının meslek hastalığı olduğunun kabulü gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – Karar : 2018/1185).
Siz de fikrinizi belirtin