DOLANDIRICILIK VE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU NEDİR?

Dolandırıcılık suçu, TCK’nin 158. Maddesinde ‘Malvarlığına Karşı Suçlar’ altında düzenlenen, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması sonucuyla oluşur. Dolandırıcılık suçunda hukuken korunan menfaat, malvarlığıdır.

Nitelikli dolandırıcılık suçu ise, temel şeklini dolandırıcılık suçundan alır. Dolandırıcılık suçunun kanunda belirtilen (madde 158) hallerde işlenmesi halinde nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.

Dolandırıcılık Suçunun Oluşmasındaki Temel Unsurlar Nelerdir?

Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmak, kandırmak
Fail tarafından gerçekleştirilen hileli hareketin, normal bir mağdurun algılama yeteneği değerlendirildiğinde yine de hile teşkil etmesi gerekir yani herhangi bir kimseye de yapılmış olması varsayıldığında da hile teşkil etmelidir.
Mağdur veya başkası zarar etmeli, kendisi veya bir başkası da haksız bir yarar sağlamalıdır.
Örneğin: Mağduru kandırarak aldığı parayla kendine fayda sağlaması

‘Hile’den Ne Anlaşılmaktadır?
Basit bir yalan dolandırılık kapsamında değerlendirilemez. Söylenilen yalan nitelikli olmalıdır yani dolandırıcılığın ilk şartı olan hile unsuru gerçekleşmelidir. Hile kelime anlamı olarak, ‘Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika’ demektir. Hile dolandırıcılık suçu kapsamında nitelikli ve yoğun olmalıdır.

Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?

Dolandırıcılık suçunu işleyen kimse, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.


Hangi Haller Dolandırıclık Suçu Kapsamında Değerlendirilir?

Kanunda belirtilmiş olan;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak
kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin
kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Kamu Görevlisi, Banka, Sigorta veya Kredi Kurumları ile İrtibatı Olduğunu Söyleyerek Dolandırma Halinde Ne Yapılmalıdır?

Son yıllarda çok fazla yaygınlaşan, failin, karşıdakini aldatarak kendisinin kamu görevlisi, banka, sigorta veya kredi kurumları ile bağlantısı olduğunu söylemesi hali nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmektedir.
Örneğin: Savcılık, jandarma veya polis olduğunu beyan ederek karşıdakini kandırmayı hedefleyen kimseler.

Dolandırıcılık Suçunun Daha Az Cezayı Gerektiren Halleri Nelerdir?

TCK’nin 159. Maddesinde düzenlenen;
‘Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Şikayete Tabii Midir?

Dolandırıcılık suçu, kural olarak şikayete tabii olan suçlardan değildir. Olayın adli makamlara intikal edilmesiyle re’sen kovuşturma ve soruşturma yapılmaktadır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Uzlaştırma Mümkün Müdür?

Dolandırıcılık suçunun temel hali yani basit durumları bakımından uzlaştırma mümkündür.

Fakat nitelikli dolandırıcılık halinde uzlaştırma prosedürü uygulanmaz.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Zamanaşımı Süresi Nedir?

Dolandırıcılık suçunun temeli hali bakımından zamanaşımı süresi, suçun ve failin öğrenildiği andan itibaren 8 yıldır.
Nitelikli dolandırıcı suçunda ise zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

Dolandırıcılık suçu bakımından görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.


Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Karar Örnekleri

Yargıtay 23. Ceza Dairesi Esas No:2015/2493 Karar No:2016/101
Sanık A.. Y..’in arzuhalcilik ve iş takipçiliği işleriyle uğraştığı, katılan N.. K..’ın sanığa başvurarak kendisinin emeklilik işlerini yaptırmak istediğini belirttiği, sanığın 2.250.00 TL karşılığı bu işleri yapacağını belirtmesi üzerine katılanın sanığa noterden vekaletname verdiği, bir müddet sonra birlikte Ankara S.S.K. Genel Müdürlüğüne gittikleri, sanığın burada iş yapıyormuş görüntüsü vererek bir kağıda imza attırdığı, katılana işini hallettiğini belirttiği, ancak herhangi bir iş yapmadığı, işlerini takip ediyormuş görüntüsü vererek kendisine menfaat sağladığı ayrıca katılan M.. B.. da sanığa başvurarak kendisinin emeklilik işlerini yaptırmak istediğini belirttiği, sanığın 5.000 TL karşılığı bu işleri yapacağını belirtmesi üzerine katılanın sanığa noterden vekaletname verdiği, buna karşın sanık herhangi bir iş yapmaması ve katılanı devamlı oyalaması üzerine katılan bizzat emeklilik işlerini hallettiği ve bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda ; …
2-Sanığın, katılanları emekli olmalarını sağlayacağına inandırarak kendilerinden vekaletname ve para aldıktan sonra işlemlerini gerçekleştirmediği gibi aldığı paralarını da iade etmemesi karşısında; sanığın eyleminin TCK’nın 157. maddesinde tanımlanan dolandırıcılık suçlarından mahkumiyeti yerine oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,..

Yargıtay 15. Ceza Dairesi Esas No:2013/16501 Karar No:2015/31221
Somut olayda; Bilgisayar ve ekipmanı alım-satımı işi ile iştigat ettiği belirtilen (İşbankası-………. şubesi nezdinde hesabı bulunan) ve hakkında beraat kararı verilmiş olan ……’in işyerinde çalıştıkları ve nikahsız birlikte yaşadıkları ileri sürülen sanık …. ile (hakkındaki mahkumiyet hükmünü temyiz etmemiş görünen) sanık ……’nın, fikir-eylem birliğinde hareket ederek; internet ortamında “yazılım lisansı” sattıklarını duyurmaları sonrası şikayetçi …….’ın, 21.11.2007 tarihinde irtibata geçtiğinde kendisini …..olarak tanıtan sanık …..’nın ona 110 TL karşılığında (yukarıda belirtilen banka hesabına yatırılması suretiyle) anılan “programı” satması, şikayetçi tarafından bu programın kullanılmaya başlanması ile oluşan güven ortamı ortadan kaybolmadan sanık ……’nın (…. adıyla) şikayetçi ile yeniden iletişim kurup “…elinde satış bedeli 600 TL olan çok temiz ikinci el bir dizüstü bilgisayar olduğunu…”söyleyip onu alım-satım hususunda ikna etmesini müteakip şikayetçinin, aynı hesap numarasına 24.11.2007 tarihi ilk saatinde 500 TL göndermesinin sağlanması, aynı gün saba saatlerinde şikayetçi ile konuşan ve kendisini “……’ın kardeşi olarak tanıtan” ……’nın “…bilgisayarın kargoya verildiğini… 40 TL’nin cepbank yöntemiyle gönderilmesi halinde borcu kalmayacağını…” söylemesi üzerine de ….’ın bu parayı öğle saatlerinde istenilen yöntemle göndermesi ve fakat aldığını düşündüğü bilgisayara kavuşamaması şeklinde başlayıp, gelişen ve sonuçlanan eylemin sanık …… açısından “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir….

Taraflar arasındaki bilgisayar alım-satımı ilişkisinin 14.12.2010 tarihli iddianamede tavsif olunması, (program satışının tavsife dahil olmaması), bu suretle şikayetcinin toplamda 540 TL zarara uğramış olması yanında, sanık …….’ya alt sınırdan uzaklaşmadan hapis cezası verilmesi karşısında; temel adli para cezası miktarının 54 gün yerined 540 gün olarak takdiri,..

Yargıtay 15. Ceza Dairesi Esas No:2013/30053 Karar No:2016/4167
Sanıkların sahte çek vererek dolandırıcılık yaptıkları iddia edilmekle, suça konu çeklerin asıllarının dosyaya getirtilerek ne şekilde sahte olduklarının incelenmesi, sanık, keşideci ve varsa cirantalara ait yazı ve imza örnekleri ile mukayeseye elverişli belge asıllarının getirtilerek kriminalden rapor aldırtılması, sonucuna göre, çeklerin ne şekilde sahte olduğu ve sanıkların suç işleme kastıyla hareket edip etmediklerinin karar yerinde tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,…

2-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,…

Yargıtay 23. Ceza Dairesi Esas No:2015/18704 Karar No:2016/428
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın adresine yapılan tebligatın usule aykırı olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, www.sahibinden.com isimli internet sitesinde telefon satışı için verdiği ilan üzerine katılanın sanıkla irtibata geçtiği ve söz konusu telefonun satımı hususunda anlaştıkları, sanığın katılan tarafından telefon bedeli olarak hesabına gönderilen 1.200 TL parayı çekmesine rağmen katılana telefonu teslim etmeyerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-5237 sayılı TCK’nın 6. maddesinde “Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar” anlaşılır denilmekle internet yoluyla yapılan yayınların da basın ve yayın aracı olarak kabulünün gerekeceği, bu bağlamda katılanın söz konusu internet sitesindeki ilanı görüp ilandaki numarayı arayarak irtibat kurmuş olması karşısında, sanığın eyleminin 5327 sayılı TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeyerek, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle aynı Kanun’un 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Katılanın 06/02/2014 tarihli duruşmada, zararının giderilmediğini beyan etmesine karşın, karar tarihinden sonra verdiği dosya içerisinde bulunan 06/07/2015 tarihli dilekçede sanık tarafından zararının giderildiğini belirtmiş olması karşısında, zararın hangi tarihte giderildiğinin açıkça belirlenip TCK’nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
3-TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 23. Ceza Dairesi Esas No:2015/4708 Karar No:2016/58
Yaşlı ve bakıma muhtaç olup yalnız yaşamakta olan şikayetçinin bu durumunu kullanmak isteyen sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek şikayetçiyi huzur evine yatırmak konusunda ikna ettikleri, şikayetçiye bankada bu işlem için imza vermesini söyledikleri ve banka tarafından şikayetçiye ödenen parayı teslim aldıkları, bir süre sonra da huzur evine yatırılacağını söyledikleri ancak şikayetçiyi bir daha aramadıkları iddia ve kabul olunan olayda;
1- Sanıklardan … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara vaki itirazın Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.02.2012 tarih ve 2012/228 Değişik İş nolu kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmakla, sanık … müdafiinin temyiz talebine ilişkin olarak dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2- Sanık …’in temyizine ilişkin olarak yapılan incelemede;
Sanık …’in yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın şikayetçiye yönelik eyleminin icrası aşamasında bankanın maddi varlıklarını aracı olarak kullanmamış olduğu anlaşılmakla; eyleminin, 5237 sayılı TCK 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu teşkil ettiği gözetilmeden yazılı şekilde somut olayda uygulama yeri bulunmayan TCK 158/1-f maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Siz de Nitelikli Dolandırıcılık suçunda mağdur, şüpheli, müşteki ya da sanıksanız mutlaka ceza avukatınız ile birlikte adım atınız. Ceza avukatınız yok ise mutlak surette bir ceza avukatına danışmanızı tavsiye ederiz.