Hemen Göz Atın !
Bankacılık işlemi yapan kişilerin yakından bildiği bir kavram olan hesap işletim ücretinin ne demek olduğu merak konusu oldu. Hesap işletim ücretinin ne olduğuna dair bilgi almak isteyen vatandaşlar, internette yaptıkları araştırmalarla, ‘Hesap işletim ücreti nedir?’ sorusuna yanıt arıyor. İşte, hesap işletim ücreti hakkında merak edilen detaylar…
Banka hesabı bulunan bireylere banka tarafından uygulanan dönemsel bir kesinti olan hesap işletim ücreti hakkında detaylar…
Hesap İşletim Ücreti
(H.i.Ü.) TL/YP vadesiz mevduat hesapları aracılığı ile sunulan fiyatlandırılmamış hizmetlerin bedeli ve operasyonel işlem maliyetlerinin karşılığı olarak tahsil edilen masraf tutarıdır. Bankacılık sektöründe uzun süredir uygulanmaktadır.
19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi, Rekabet Kurumu’nun 01.08.2002 tarih ve 02-46/563-229 sayılı toplantısında alınan kararlar uyarınca işlem yapılmaktadır. 2014 yılı Aralık ayında, 03 Ekim 2014 tarih ve 29138 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak tahsil edilir.
Danıştay 15. Dairesi, milyonlarca banka müşterisini yakından ilgilendiren bir karar verdi. Danıştay, bankaların “hesap işletim ücreti” almasını düzenleyen yönetmelik hükmünü iptal etti. TÜSODER Genel Başkanı Deniz Öner yaptığı açıklamada, söz konusu parayı almak isteyen vatandaşların yapmaları gereken işlemleri aktardı. Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER), 3 Ekim 2014’te yürürlüğe giren Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10 ve 13. maddelerinin bazı hükümlerinin iptali istemiyle BDDK aleyhine Danıştayda dava açtı. Danıştay 15. Dairesi, tüketicilerden “hesap işletim ücreti” alınmasına yönelik hükmü oy birliğiyle iptal etti. Daire, yönetmeliğin “tahsis ücreti, nakit avans çekim ücreti, kurum ve kuruluşlarına yapılan ödemelere” ilişkin hükmün iptal istemini ise reddetti. “Tahsis ücreti”nin de iptali yönünde oy kullanan iki üye hakim karşı oy yazısında, “Kredi veren kuruluşların tüketicilerden aldığı tahsis ücretinin, gerek niteliği gerek unsurları gerekse haklı, makul ve belgelendirilebilen bir ücret olduğunun ortaya konulamadığı, yönetmeliğin ‘tahsis ücreti’ alınmasına ilişkin kısmında hukuka ve dayanağı yasal düzenlemeye uyarlık bulunmadığı ve düzenlemenin de iptal edilmesi gerektiği” görüşü sunuldu.
DAİRENİN KARARINDAN
Danıştay’ın kararında, tüketiciden alınacak ücret, masraf ve komisyonlar BDDK tarafından belirlenirken, kanunun ruhuna ve tüketicinin korunması amacına uygun olup olmadığının denetlenmesinin önem arz ettiği belirtildi.
Merkez Bankası tebliğinin banka ve finans kuruluşlarının tüketicilerden faiz dışında menfaat ve ücret talep etmesine imkan tanıdığı hatırlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Günümüzün modern toplum yaşamında ve ekonomik hayatta önemli bir yere sahip olan bankalar ve finans kuruluşlarının, ekonomik büyümeyi finanse ettikleri ve sürdürülebilir sağlıklı ekonomilerin temeli oluşturdukları yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle kamusal gözetim ve denetim altında bulunan bankalar ve finans kuruluşlarının, tüketici kredilerinden kaynaklanan birtakım masraflarını, sadece faiz kalemi içerisinde yansıtmasının beklenemeyeceği, yönetmelikte belirlenen sınırlar içerisinde makul, haklı ve belgeli olmak koşullarını sağlamak şartıyla birtakım masraf ve ücretleri tüketicilerden talep edebilecekleri mevzuatça uygun görülmektedir.”
Kararda, “hesap işletim ücreti” ile ilgili dava konusu yönetmelikte açık bir tanım yapılmadığı ancak davalı BDDK’nin savunma dilekçesinde, “bu ücretin, hesabın işletilmesinden kaynaklanan bir ücret olarak hesaba ilişkin muhasebe kayıtlarının yapılması, kontrolü ve sürdürülmesinden kaynaklanan masraflar” olarak tanımlandığı belirtildi. Kararda, yönetmelikte, hesap işletim ücretinin, hesap sayısına bağlı olmaksızın müşteri bazında tahakkuk ve tahsil edileceğinin vurgulandığı hatırlatıldı. Söz konusu ücretin, hesap sayısı, hesabın tutarı, hesaptaki işlem sayısı gibi hususlar dikkate alınmaksızın sadece müşteri bazında alındığına dikkati çekilen kararda, davalı idarenin savunmasında belirtilen hususların “hesap işletim ücreti”nin dayanağı olarak kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Siz de fikrinizi belirtin