Hemen Göz Atın !
Alacağını dava yoluyla tahsil etmek isteyen alacaklının, talep sonucunu kesin olarak belirleyememesi durumunda ne olacaktır? Normal olarak davacı, alacağının miktarını belirler ve dava dilekçesinin talep kısmında bu miktara yer verir. Fakat bazı durumlarda alacaklı, alacağının miktarını ya da değerini kesin olarak belirleyememektedir. Bu gibi durumlarda kanun, miktar belirtme zorunluluğuna bir istisna getirerek miktarı belirsiz alacakların da dava yoluyla talep edilmesi imkanını vermiştir.
Alacaklı miktarı belirlemenin kendisinden beklenemeyecek olması durumlarında belirlediği somut hukuki sebeplerle birlikte belirleyebildiği asgari miktarı ya da değeri göstererek belirsiz alacak davası açabilir. Peki bu davayı açmanın alacaklıya ne gibi yararları vardır? Belirsiz alacak davası, alacaklının hak kaybına uğramasını ve yüksek yargılama gideri ödemesini engelleyen niteliktedir.
Belirsiz alacak davası HMK’da Madde 107 – (1) ‘’Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.’’ Şeklinde düzenlenmiştir.
Belirsiz Alacak Davasının Kanunda Düzenlenme Gerekçesi Nedir?
Kanun koyucu alacaklının daha kolay şekilde alacağına ulaşmasına imkan tanımıştır. Bu durumda akla gelen sorulardan birisi de belirsiz alacak davasını hangi gerekçeyle ve koşullar altında açabiliriz olmaktadır. Maddeler halinde kısaca özetlemek gerekirse;
- Belirsiz alacak davası, zararın baştan belirlenemediği ancak incelemeden sonra tam olarak tespit edilebilir nitelikte olan tazminat davalarında,
- Miktarı ya da değeri belirlemesinin kendisinden beklenemeyecek bir halin varlığı durumunda,
- Alacaklının miktar ya da değeri objektif olarak belirlemesinin imkansız olması durumunda,
- Alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresinin dolması tehlikesiyle karşılaşıldığında kişi belirsiz alacak davası açma yoluna giderek alacağının tahsilini daha kolay bir yoldan yapabilir.
Eğer alacaklı, davanın başında belirlediği asgari miktarın üzerinde bir alacak hakkına sahipse ne olacaktır? Davanın başında belirlenen talep, alacağın belirli hale gelmesi sonucunda alacağın tamamını talep edebilir. Bu durum iddianın genişletilmesi yasağına bir istisna oluşturmaktadır. İş hukuku yazımızı okuyabilirsiniz.
Belirsiz Alacak Davası Açabilmenin Şartları Nelerdir?
Öncelikle yukarıda da belirttiğimiz gibi alacaklının miktarı veya değeri belirlemesi gerçekten de mümkün olmamalıdır. Dilekçede talep olarak asgari bir tutar belirtilmelidir. Eğer miktar veya değerin belirlenme olanağı varsa bu davayı açma imkanı yoktur.
Karşı tarafın vereceği bilgiler sonucunda talep sonucunun kesin olarak belirlenebilir hale gelmesi mümkün ise alacaklı belirsiz alacak davasını açabilir. Kocaeli bölgesinde bulunan alanında uzman avukatlarımızdan talep miktarınızın belirsiz olduğu durumlarda sürecin işleyişiyle alakalı danışmanlık alabilirsiniz.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2016/22-407, K. 2020/121, T. 11.2.2020 kararında konuyla ilgili;
“Somut olayda, davalı işveren Yeşilyurt Belediyesi olup küçük bir ilçe belediyesidir. Davalı … Başkanlığında çalışan toplam işçi sayısı, sendikal işçi sayısı, dayanışma aidatı ödeyen işçi sayısı, varsa istifa eden işçi sayısı ve bu işçilerin hangi tarihte üye oldukları, varsa istifa edenlerin hangi tarihte istifa ettikleri, üyelerinin ücretleri, TİS ile öngörülen zam oran ve miktarları davacı sendika tarafından bilinebilecek durumda olduğundan ve sendika üyelik aidatı talebinin miktarını belirleyebilmek için ayrıca iş yerinden gerekli bir belgeye de ihtiyacı bulunmadığından ve HMK 107/1’de de belirtildiği üzere davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını veyahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu bir durumda söz konusu olmadığından, davacı sendikanın dava konusu talebi olan sendika üyelik aidatı alacağının miktarını belirleyerek açması gerekirken Hukuk Muhakemeleri Kanununda istisnai olarak düzenlenen belirsiz alacak davası şeklinde açması yasanın açık düzenlemesine aykırıdır.” Şeklinde karar vermiştir.
Manevi Tazminat Davası Belirsiz Alacak Davası Şeklinde Açılabilir Mi?
Manevi tazminat, kişinin uğradığı haksız fiil nedeniyle elem ve üzüntü duyduğu, kişilik hakları zedelendiği için belirli bir meblağ ödenmesini talep etmesidir. Manevi tazminat talebi, manevi tazminatın bölünebilir nitelikte olmaması nedeniyle belirsiz alacak olarak istenemez.
Mahkemece manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak tahsil edilmesi talebi hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle usulden reddedilmelidir. Yargıtay’ın emsal niteliğindeki kararlarında manevi tazminat talebinin belirsiz alacak davasına konu olamayacağı belirtilmektedir.
Tüm merak ettiğiniz hususlar ile ilgili olarak en iyi kocaeli avukat olarak tavsiye edilen Siyah Hukuk Büromuza başvurabilirsiniz.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesi 06.03.2013 T. ve 2013/ 3004 E. 2013/ 4066 K. sayılı kararında;
“İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu söylenemez. O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107.maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle mahkemece manevi zararın tespitine yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğrudur.”
Şeklinde hüküm vermiştir.
Siz de fikrinizi belirtin