MİRAS HUKUKUNDA TEREKE PAYLAŞIMI NASIL YAPILIR?

Miras Nasıl paylaşılır

Miras bırakanın alacak ve borçlarından oluşan malvarlığına tereke denmektedir. Tereke mirasçılar arasında paylaştırılmaktadır. Miras bırakanın tek mirasçısı var ise tereke tüm aktif ve pasifleriyle birlikte bu mirasçıya aktarılacaktır. Birden çok mirasçı var ise ortaklığı söz konusu olur ve mirasın tamamının paylaşılmasıyla tereke üzerindeki el birliğiyle mülkiyet sona erer her mirasçının payı belirlenmiş olur ve kişiler o pay üzerinde mülkiyet hakkına sahip olur.

Peki birden çok mirasçı varsa ne şekilde paylaşım yapılacaktır. Genel kural miras paylaşımı konusunda serbestçe ve iradi olarak paylaşım yapabilecekleridir. Mirasçılardan birkaçı veya sadece biri dahi anlaşmaya katılmak istemezse paylaşım mahkeme aracılığıyla yapılacaktır. Mirası paylaşmanın iki yolu mevcuttur. Öncelikle bu yollardan ilki olan taksim sözleşmesini incelememiz gerekirse; bu yol mirasın anlaşılarak paylaştırılması anlamına gelmektedir. Taksim ile tereke üzerinde hak sahibi kişiler yazılı şekil şartına uyarak bir sözleşme yapıp tereke üzerindeki elbirliği ile mülkiyetlerini sona erdirirler. Bu imkân Türk Medeni Kanunu m. 676 hükmünde düzenlenmiştir. Bu sözleşme; tüm mirasçıların ortak katılımıyla yazılı olarak hazırlanmalıdır ancak noterde yapılması şart değildir. Ancak noterde yapılması ispat açısından önem arz etmektedir. Bu sözleşme yoluyla mirasçılar iradelerine dayanarak kararlaştırdıkları oranda paylaşım yapabilirler.

Miras paylaşımında ikinci yol olan taksim davasında ise kişiler ortak bir karara vararak aralarında anlaşamadıklarında paylaşımın mahkemeden istenmesidir. Mirasçılardan her biri mahkemeye giderek terekenin paylaştırılmasını isteme hakkına sahiptir. Bu davada öncelikle tereke hâkim tarafından gruplara ayrılacaktır. Paylar oluşturulduktan sonra hangi payın kime ait olacağı belirlenecektir. Hâkim tarafından yapılan bu paylaştırma ile tereke üzerindeki el birliğiyle mülkiyet son bulacaktır.

Mirasçılar mahkemeden aynen taksim talebinde bulunabilir. Ancak bazı durumlarda terekenin aynen taksimi mümkün olmamaktadır peki bu durumda ne yapılacaktır? Öyleyse malın parasal olarak denkleştirilmesi yapılacaktır. Eğer malın bir mirasçıda kalarak diğer mirasçılar yönünden denkleştirilmesinin yapılması da mümkün değil ise mal satışa çıkartılır parasal olarak mirasçılar arasında paylaştırılır. Miras paylaşımının yapılacağı durumda mutlaka veraset ilamı yapılmalı kişinin mirasçılık belgesi alarak kimlerin mirasçı olduğundan ve paylarından haberdar olması gerekmektedir. Bu belge mahkemeden alınacak ise duruşma yapılmaksızın belge düzenlenebilmektedir. Bu dava için hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Vasiyetname ya da Miras Sözleşmesi Olduğu Durumlarda Terekenin Paylaştırılması:

Muris terekenin nasıl paylaştırılacağını ölmeden önce bir vasiyetname aracılığıyla düzenlemiş olabilir. Bu durumda en önemli unsur saklı paylara müdahalenin olup olmadığının araştırılmasıdır. Eğer muris vasiyetnamede saklı pay üzerinde tasarrufta bulunmak istemişse tenkis davası ile bu ihlalin giderilmesi gerekmektedir. Kanuni düzenlemeye uygun olarak yapılmış ve saklı payları ihlal etmeyen vasiyetname ise yerine getirilmelidir. Eğer bir miras sözleşmesi var ise ve mirasçıların saklı payları ihlal ediliyorsa yine tenkis davası açılarak hak ihlali önlenmelidir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarihli ve 2012/6271 E., 2013/598 K. sayılı Kararı ‘’Dava konusu diğer parseller bakımından yapılan temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazların ortak muristen kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK’nun 676. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla mirasın paylaşılması konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler geçerlidir. Somut olayda, davacıların dayandığı Taksim Sözleşmesi’nde adı geçen mirasçılar … ve …’ın  sözleşme altında parmak izleri bulunmakta olup 1086 sayılı HUMK’nun 297. maddesinde yazılı koşullara uygun olarak parmak izleri tasdik edilmediğinden sözleşme geçersiz olup davanın 3112 ve 3965 nolu parseller dışındaki taşınmazlar yönünden, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece Taksim Sözleşmesi’nin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.”

Miras bırakanın mirasçılarını ve paylarını incelemek gerekirse;

Yasal mirasçı: zümre mirasçıları olarak sınıflandırılmaktadır. Eğer birinci zümrede mirasçı var ise miras ikinci zümreye geçmemektedir. Birinci zümre mirasçılar miras bırakanın alt soyudur. Murisin alt soyunun kim olduğu sorulacak olursa murisin çocukları onların çocukları ve torunları olarak gidebilmektedir. İkinci zümre ise murisin ana ve babasıdır. Ana ve baba miras bırakandan önce ölürse alt soyu mirasçı olur. Üçüncü zümre ise büyükanne ve büyükbabadır. Eğer miras bırakandan önce ölmüşler ise onların alt soyu mirasçı olur.

Yasal mirasçı sınıflandırmasında eş hangi zümreye tabiidir? Eş zümre sistemi dışında kalan bir mirasçıdır. Sağ kalan hangi zümre mirasçı ise birlikte mirasçı olur. Eşin miras payı oranı birlikte mirasçı olduğu zümreye göre değişmektedir.

Sağ Kalan Eş İçin Saklı Pay: Sağ kalan eş için birinci zümre veya ikinci zümre mirasçıysa yasal miras payının tamamı; diğer durumlarda yani tek başına veya üçüncü zümre ile birlikte mirasçı ise yasal miras payının dörtte üçü saklı pay olarak kabul edilmiştir.

Anne-Baba İçin Saklı Pay: Ana ve babanın her biri için yasal miras payının dörtte biri saklı pay olarak kabul edilir.

Altsoy İçin Saklı Pay: Miras bırakanın altsoyu için yasal miras payının yarısı saklı pay olarak kabul edilir.

Miras paylaşımı konusunda uzman avukat kadromuzdan danışmanlık alarak yaşayabileceğiniz hak kayıplarının önüne geçebilirsiniz.

Reddi Miras Davası ve Süreci hakkında bilgi almak için linke tıklayabilirsiniz.

Miras Hukuku hakkında detaylı bilgi almak için de yazdığımız yazıyı okuyabilirsiniz.