KASTEN YARALAMA NEDİR?

kasten-yaralama-sucu

Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan hal ve davranışlardır.

Vücuda acı vermek deyimiyle kastedilen bedende az ya da çok duyulan her tür fiziki acıdır. Yani birine tokat atmak da birinin saçını çekmek de kasten yaralama olarak sayılabilecektir.

Sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulması ise sağlık olarak ya da ruhsal olarak karşı tarafın daha kötü hissetmesine neden olmaktır. Örneğin birinin burnunu kanamasına sebep olmak sağlık bozulması iken kişinin zorla uyumamasını sağlamak algılama yeteneğini bozmaktır.

KASTEN YARALAMANIN CEZASI NEDİR?

TCK 86. Madde metnine göre basit bir kasten yaralama mevcut ise kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir yıl ya da üç yıla karar verecek olan mahkeme hem kasten yaralamanın neticesine hem pişmanlık durumuna hem de önceki suç kayıtlarınıza göre inceleme yapacak ve bu şekilde kendi takdir yetkisi ile cezayı tayin edecektir.

KASTEN YARALAMADA DAHA AZ CEZA GEREKEN HALLER NELERDİR?

TCK 86/2 hükmü uyarınca ise Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere basit yaralama halinde hem suçun soruşturulması şikayete bağlı olacak hem de hapis cezası dört aydan bir yıla kadar olacaktır. Bu hususun yanında yaralamanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceğine hem ilk derece hastanesi hem de adli tıp kurumu karar verecektir.

KASTEN YARALAMANIN AĞIRLAŞTIRICI HALLERİ NELERDİR?

Kasten yaralama suçunda belli hallerde ceza hem artırılacak hem de şikayete tabi olmaktan çıkacaktır. TCK 86/3 hükmü bu hususta gerekli düzenlemeyi yapmıştır. Bu maddeye göre şu hallerde kasten yaralama suçunun ağırlaştırıcı nedenlerinde bahsedilebilecektir:

1-Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Üstsoy ile kastedilen kişiler, medeni hukuk uyarınca kan bağı ile bağlı olan anne, baba, dede, anneanne, babaanne, dede, büyük anne veya büyük babadır. Altsoy ile kastedilen kişiler ise öz çocuklar, torunlar ya da onların çocukları ve torunlarıdır. Bu madde metninde eş ya da boşanan eş farketmeksizin cezanın ağırlaştırılabileceği ifade edilmiştir. Yani eşe karşı şiddette şikayet aranmaksızın -barışma olsa ve şikayetten vazgeçme olsa bile- ceza verilebilecektir.

2- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu kişiler ise yaşı küçük olanlar, malül olanlar, narkoz ya da uyuşturucu madde etkisi altında olanlar, ihtiyarlar gibi suç failine karşı kendini savunamayacak kişilerdir.

3-Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Kamu görevlisi deyimi kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi demektir.

4-Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Buradan bahsi geçen nüfuza örnek vermek gerekirse müdürün öğretmene karşı yaptığı fiiller veya öğretmenin öğrenciye karşı yaptığı fiiller sayılabilir.

5-Silahla işlenmesi halinde şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Burada bahsedilen silah yalnızca ateşli silah olmayıp Silah deyiminden; Ateşli silahlar, Patlayıcı maddeler, Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler silah sayılacaktır.

  1. f) Canavarca hisle, İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza bir kat artırılır. Canavarca hissin ne demek olduğunu Türk Ceza Kanunu açıklamamıştır ancak Yargıtay tarafından örneklendirilmiştir. Buna göre canavarca his, karşı tarafın çektiği acıdan zevk alınması demektir.

KASTEN YARALAMA SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

……….. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİ              : (Ad, Soyad, TC, Adres)

ŞÜPHELİ                    : (Ad, Soyad, TC, Adres)

KONU                         : TCK 86 kapsamında suç duyurusu hk.

SUÇ TARİHİ              :

AÇIKLAMALAR : (Örnek olay yazılmış olup siz kendinize uygun olan olayı anlatınız.)

  • …… tarihinde evime dönerken …… isimli şahıs bana yumruk atmıştır. Bu yumruk sonucunda burnum kırıldı ve ben hastaneye gittim. Hastaneden aldığım rapor ektedir.
  • Bu olay netiesinde yaralandığım için …..’dan şikayetçiyim.

HUKUKİ NEDENLER : 5237 S. K. m. 86 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Doktor raporu, tanık beyanları ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin yaralama suçu nedeniyle cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını arz ederim.

 

 

 

KASTEN YARALAMA HAKKINDA ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulu

2017/307 Esas, 2020/387 Karar

29.09.2020 Karar tarihi

 

“Resmî nikâh ile evli olup sorunları nedeniyle ayrı yaşayan katılan ile sanık, katılanın hamileli-ğinden dolayı sancıları başlaması nedeniyle birlikte M. Hastanesine gittikleri, yanlarında 14 aylık müşterek çocuklarının da bulunduğu, asansörle yukarı katlara çıkarken çocuğun elinin asansöre sıkışması nedeniyle aralarında tartışma yaşandığı, katılanın, tartışma sırasında sanık tarafından boğazının sıkıldığını, nefes almakta zorluk çektiğini iddia ederek şikâyetçi olduğu, katılan hakkın-da yutkunma zorluğu ve boynunun her iki yanında hiperemi bulunduğuna dair rapor düzenlendi-ği, herhangi bir görgü tanığının bulunmadığı olayda katılanın, yaşanan tartışma sırasında sanığın boğazını eliyle sıktığına ilişkin aşamalardaki istikrarlı beyanları, bu beyanlarla örtüşen ve katılanın boynunda hiperemi olduğu ve yutkunma zorluğu bulunduğuna dair adli rapor içerikleri ile müşte-rek çocuklarının kolunun asansöre sıkışması nedeniyle aralarında tartışma çıktığını kabul eden sanığın savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğu anlaşıldığından dosya içerisindeki adli raporla da örtüşmeyen gerekçe ile Yerel Mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.”

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu

2015/1206 Esas, 2020/31 Karar

28.01.2020 tarihli karar

 

“Uyuşmazlık konusu somut olayda da, sanık yumruk atmak suretiyle katılanı yaraladıktan sonra bıçak sallamak suretiyle saldırıda kendisine üstünlük sağladığı gibi bıçağın korkutucu ve caydırıcı özelliği nedeniyle katılanın direncini kırmak suretiyle kasten yaralama suçunu silahla işlediği anlaşılmaktadır. Sanık mağduru önce yumrukla basit şekilde yaralayıp sonra bıçakla yaralamaya teşebbüste bulunmuş ancak isabet ettirememiş ise veya tersi durumda, önce bıçakla yaralamaya teşebbüs etmiş isabet ettirememiş, sonra yumruk ile mağduru yaralamış ise, olayda kavgada yapılan eylemler ve hareketler bir bütündür. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi gereği kasten yaralama suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanamaz. Yine kasten yaralama olaylarında bir zarar suçu olduğundan zarar varsa tamamlanmış suça gidilir, teşebbüse gidilemez. Fikri içtimada tek eylemle birden fazla farklı suç oluşması gerekir. Kasten yaralama ve yaralamaya teşebbüs farklı suç değil, aynı nitelikteki suçlardır. Bu nedenle kası bölünerek tamamlanmış suç ve teşebbüs suç ayrımı yapılarak en ağırından da ceza verilemez.”

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu

2014/1-223 Esas, 2014/388 Karar

Karar Tarihi: 23.09.2014

 

” Katılanın tüm aşamalarda istikrarlı şekilde çadırının bulunduğu yerde ateş yakan ve kendisinden para bulmasını isteyen sanık Ömer tarafından bıçaklandığını belirtmesi ve anlatımlarının maddi bulgularla desteklenmesine göre, görgü tanığı bulunmayan olayda suç tarihinden birkaç gün sonra bulunduğu şehri terk etmesi nedeniyle hakkında yakalama emri çıkarılması sonucu 5 ay sonra yakalanan sanığın, eylemin gerçekleştiriliş şekli ve sebebine ilişkin maddi bulgularla desteklenmeyen, kendisini suçtan kurtarmak amacıyla meşru müdafaa şartlarını oluşturmaya yönelik savunmasının samimi ve inandırıcı bulunmadığı, böylelikle katılandan sanığa yönelen haksız bir fiil söz konusu olmadığı anlaşıldığından, olayda sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanma şartları bulunmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.”

 

 

 

Bedensel Zarar Nedeniyle Tazminat yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz.

Ceza Yargılaması ve Ceza Davaları yazımızda da bu konuların genel olarak ele alınmıştır.