HİZMET TESPİT DAVASI:

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 86’ya göre yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene karşı açılabilecek bir dava türüdür. Hizmet tespiti özellikle işçinin alacak kalemlerine ilişkin hak kaybı yaşamaması açısından önemlidir. Kayıt dışı çalıştırılan işçilerin gerçekte çalıma süresinin tespiti için kişiler hizmet tespit davası açabilmektedir.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 86/9: ‘’Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.’’

Anayasa’nın 60. Maddesi ‘’ Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.’’ şeklinde düzenlenmiştir.

ŞARTLARI NELERDİR:

1-Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmemiş veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmemiş olmalıdır,
2-Hak kaybına uğrayan sigortalılar, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açmalıdır,
3-SGK tarafından bir tespit yapılmamış olması gerekmektedir,
4-İşyeri 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa uygun şartları sağlayan bir iş yeri olmalıdır,
5-İşçinin bir hizmeti olmalı ve bu hizmet işverene ait işyerinde veya eklentilerinde gerçekleşmesi gerekmektedir

5 YILLIK HAK DÜŞÜRÜ SÜRENİN İSTİSNALARI:

Yargıtay’ın istikrar kazanan kararlarına göre:
1-Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
2-Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,
3-İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,
4-Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa,
5-İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
6-İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davalarında hak düşürücü süre işlemez.

HİZMET TESPİT DAVASINDA TARAFLAR:

Davacı taraf hizmet tespiti isteyen kişi veya vefat halinde murisin hak sahipleridir. Davalı taraf ise işverendir. İşverenin vefat etmesi halinde yasal mirasçıları davaya dahil edilmelidir. Alt işveren ve asıl iş verene birlikte dava açılabilmektedir. SGK hizmet tespit davalarında davalı değil feri müdahil olarak yer almaktadır.

DAVADA İSPAT ARACI:

Çalışma olgusu her türlü delil ile ispat edilebilmektedir. Bu dava kamu düzenini ilgilendirdiği için hakim re ’sen araştırma yükümlülüğü kapsamında; işyerindeki çalışanları veya komşu işyerinde çalışan işçileri tanık olarak dinleyebilecektir.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:

5510 sayılı Kanunun 86. Maddesinin 9. Fıkrasına göre hizmet tespit davalarında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir olarak belirlenmiştir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Yetki unsuru konusunda ise 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine bakacak olursak; ”İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir.” Şeklinde hüküm mevcuttur. Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesi olacaktır. Hizmet tespit davası hususunda detaylı danışmanlık için yetkili avukatlarımızla görüşerek bilgi edinebilirsiniz.

HİZMET TESPİT DAVASI KONULU YARGITAY KARARLARI:

Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına dair belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 Sayılı kararları da bu doğrultudadır. (YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2017/1672 K. 2017/8847 T. 6.11.2017)

Bu tür hizmet tespiti davalarının kamu düzeniyle ilgilisi dikkate alındığında , özel bir duyarlılıkla araştırma yapılarak, deliller resen toplanmalı, çalışma olgusunun, sürekli mi, kesintili mi olduğu araştırılarak, başlangıç ve bitiş tarihleri, dolayısıyla çalışma süresinin tespiti yönüne gidilmeli, davacının aynı işyerine tekrar girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durmasının mümkün olmadığı hukuksal gerçeği dikkate alınarak, tüm bu maddi ve yasal olgular gözetilerek karar verilmelidir.( YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E: 2004/10-503 K: 2004/488 K: 06.10.2004)

Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; dosya kapsamı gözetilerek, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı hususu sabit olmakla birlikte; dinlenilen bordro tanıklarından … ile …’nun beyanlarında işyerinde çalışılan gün sayısı kadar sigorta bildirimi yapıldığı yönündeki iddiaları ile davacı … bordro tanıkları adına davalı işyerinden yapılan bildirimlerin kısmi zamanlı olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacının bu işyerindeki çalışmasının kısmi süreli mi, yoksa tam zamanlı mı olduğu netleştirilmeden hüküm kurulması hatalı olup, mahkemece öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinde ücret ödemesinin ne şekilde yapıldığı davacıya sorulup açıklattırılmalı, buna göre işyerinde hangi işlerin, yılın hangi aylarında yapıldığı belirlenmeli ayrıca davacının, mevsimlere göre yaptığı işlerin tespiti ile ay ay çalışma süresi ve niteliği belirlenmeli ve tanıklar bu doğrultuda yeniden dinlenilmeli, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirir.(Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5449 E.,  2021/14929 K.)

 

Aşağıdaki yazılarımıza da göz atmak isteyebilirsiniz;

Babalık Davası Dilekçesi

Ayıplı Mal ve Hizmet Davası

Gözaltı ve Gözaltına İtiraz

İtirazın İptali Davası