EZİYET SUÇU NEDİR

Türk Ceza Kanunu Madde 96: ‘’(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı
b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı, İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ Şeklinde düzenlenmektedir. Eziyet suçunun düzenlenmesinde kişinin vücut bütünlüğü ve haysiyeti korunan değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan acı çekmesine, aşağılanmasına neden olarak eylemlerde bulunmayı ifade etmektedir. Buradaki acı bedensel veya ruhsal olarak meydana çıkabilmektedir. Eziyet suçunu oluşturan en önemli özellik suçun sistematik bir biçimde işlenmesi gerektiğidir. Anayasamızın Madde 17/3 düzenlemesinde: “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Eziyet Suçunda Bulunan Unsurlar

Eziyet suçunun öncelikle manevi unsurunu irdelememiz gerekirse; karşımıza genel kast çıkmaktadır. Maddi unsur olan eziyet fiilinde ise suçun faili herkes olabilmektedir. Burada işkence suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi gerekmesi sebebiyle işkence suçundan ayrılmaktadır. Özetlemek gerekirse bahsedilen eylemler kamu görevlisi tarafından işlenirse işkence suçunu, kamu görevlisi olmayan kişiler tarafından işlenirse eziyet suçu oluşmaktadır. Suçun mağduru açısından da bir özellik getirilmemiştir bu sebeple mağdur herkes olabilir. Eziyet suçu ile ilgili İzmit’te bulunan alanında uzman avukat kadromuzdan oluşan avukatlık büromuzda detaylı danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Suça Etki Eden Haller Nelerdir

TCK 96. Madde 2. Fıkrada daha fazla cezayı gerektiren haller düzenlenmiştir.
1- Suç maddede sayılan çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı
2- Üstsoy veya altsoy, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı işlenmeleri halinde yukarıdaki madde metninden de anlaşılacağı üzere suçun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hali oluşmaktadır.

Hukuka Aykırılık Unsuru Nedir

Eziyet suçunun hukuka aykırılık unsurunu insan onuruyla bağdaşmayan eylemlerdir. Bu sebeple suç tipinde mağdurun rızası da söz konusu olmayacaktır.

Teşebbüs Teşebbüs konusunda öğretide tartışmalar mevcuttur. Genel kanı ise fiilin sistematik bir biçimde işlenmesi eziyet suçunu oluşturacağından sebep suçun teşebbüse elverişli olmadığı yönündedir. Sistematik bir şekilde olmayan eylemler eziyet suçu yerine kasten yaralama vb suçlara vücut verebilecektir.

İştirak Eziyet suçu özgü bir suç olmadığı için iştirak unsurunun birçok farklı şekilde ortaya çıkması da mümkündür.

İçtima Aralarında bir bütünlük olabilecek birden fazla hareket, sistematik şekilde işlendiğinde tek bir eziyet suçu oluşabilmektedir.

Eziyet suçu, savcılık makamı tarafından re ’sen soruşturulur. Takibi şikâyete bağlı değildir.

Uluslararası Anlamda Eziyet Yasağı Uluslararası olarak eziyeti yasaklayan ve hukuki bir zeminde düzenleyen bazı sözleşme ve bildirilere örnek vermek gerekirse:
10 Aralık 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi,
4 Kasım 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme,
20 Kasım 1959 tarihli BM Çocuk Hakları Bildirisi,
20 Aralık 1993 tarihli BM Kadınlara Karşı Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirisi,
17 Temmuz 1998 tarihli Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü (Roma Statüsü) ve birçok sözleşme örnek olarak gösterilebilmektedir.

Eziyet Suçu Yargıtay Kararları
‘’Oluşa, dosya kapsamına, B… Devlet Hastanesi’nin 27.10.2007 günlü ve B… Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 08.11.2007 tarihli raporları kapsamına göre, sanıkların muhtelif zamanlarda katılan A.’in 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu, ancak; işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen TCK’nın 95. maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp TCK’nın 96. maddesinin 2. fıkrasında nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek TCK’nın 44. maddesi uyarınca sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde TCK’nın 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan eziyet suçunu oluşturacağı ve yaraların ağırlığı nedeniyle TCK’nın 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi ile 61. maddesinde yazılı ölçütler gözetilerek asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmeden, ayrıca yaralama suçundan da ceza tayini…SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA ), 18.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’ (YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E: 2011/3608 K: 2012/20031)

‘’Sanığın eşine karşı işlediği kabul edilen tehdit ve kasten yaralama eylemlerinin bir bütün halinde eziyet suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden ayrıca fiil bölünerek tehdit ve yaralama suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, kasten yaralama ve tehdit suçları nedeni ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararındaki hükmün kanun yararına bozma yoluyla ortadan kaldırılması mümkün görülmüştür.
Sistematik olarak ve belli bir süreç içinde kasten yaralama, hakaret, tehdit ve cinsel taciz niteliği taşıyan, insan onuruyla bağdaşmayan, mağdurun bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine ve aşağılanmasına yol açan davranışların eziyet suçunu oluşturacağı cihetle oluşa ve dosya kapsamına göre sanığın eşi olan mağdurun, ellerini, ayaklarını ve ağzını koli bandı ile bantlayıp kolunda sigara söndürmek, ağzında bulunan bandı nefessiz kalana ve bayılmasına yakın bir ana kadar çıkartmamak eylemlerinin bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine yol açan ve insan onuruyla bağdaşmayan nitelikte olması sebebiyle eziyet olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında eşine yönelik eziyet suçundan hüküm kurulurken doğrudan TCK’nun 96/2-b maddesi uyarınca cezalandırılması yerine, önce aynı Kanunun 96/1. maddesiyle hüküm kurulduktan sonra 96/2-b maddesinin uygulanması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın madde kullanımı nedeniyle bilincinin yerinde olmadığına yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 21.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’ (YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E: 2018/7210 K: 2018/7245)

 

 

Aşağıda yazılarımıza da göz atabilirsiniz;

Kat İrtifakı Nedir?

Tasarrufun İptali Davası

Tehdit Suçu ve Cezası

İtirazın İptali Davası

15 Yıl 3600 Gün İle Kıdem Tazminatı Nasıl Alınır ?

Azilname Örneği