Hemen Göz Atın !

Tehdit Suçu

v

Tehdit Suçu Türk Ceza Kanunu madde 106’da yer almaktadır. Hürriyete karşı suçlardan tehditte korunan hukuki değer kişilerin huzuru, güvenliği ve esenliğidir. Bu suçla amaçlanan kişilerin korkusuz, endişe duymadan, huzur içinde ve emniyet duygusuyla yaşamasının sağlanması iç huzurunun bozulmasının ve karar verme hürriyetinin engellenmesinin önüne geçilmesidir Tehdit suçu ile korunan hukuki değerin belirlenmesi açısından öne sürülebilecek hususlardan biri ise TCK’nın 106’ncı maddesinin gerekçesinde mevcuttur. Nitekim madde gerekçesinde korunan hukuki değer; “…tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir” şeklinde ifade edilmiştir.

Türk Ceza Kanunu Madde 106

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

  1. a) Silahla,
  2. b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
  3. c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  4. d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

 

Buna göre ilk cümlede bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirlenmiş,  suçun daha ağır cezayı gerektiren hali ve daha az cezayı gerektiren hali de aynı maddede düzenlenmiştir.

Tehdit suçunun temel cezasından daha ağır ceza gerektiren nitelikli unsurları TCK’nın 106’ncı maddesinin 2’nci fırkasında düzenlenmiştir. Tehdit suçunun cezayı ağırlaştıran nitelikli unsurları eylemin icrasını kolaylaştırmakla birlikte faile cesaret verici niteliğe de sahiptir. Tehdidin silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte ve var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi daha ağır ceza gerektiren nitelikli hallerdir. Tehdit suçunun mağdurun malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağı veya sair kötülük edileceğinden bahisle işlenmesi daha az cezayı gerektiren nitelikli unsur olarak düzenlenmiştir.

Silah deyiminden anlaşılması gereken TCK’nın 6’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (f) bendinde yer almaktadır. Tehdidin silahla işlenmesi nitelikli unsurunu uygulayabilmek için failin üzerindeki silahı göstermesi şarttır. Silahı göstermek mağdura doğrultmak suretiyle olabileceği gibi göz ucuyla işaret etmesi ile de mümkündür. Gösterme kısmen (kabzası, namlu ucu vb.) veya tamamen olabilir.

Failin kendisini tanınmayacak bir hale koyması daha ağır ceza gerektiren nitelikli haldir. Örneğin, failin kılık değiştirmesi, makyaj yapması, maske takması, peruk kullanması gibi.

İmzasız mektup kullanılarak tehdit suçu işlendiğinde mağdurun muhatabını bilmesi mümkün değildir. Bu şekilde kimin tehdit ettiğinin anlaşılamadığı durumlarda tehdit mağdurun ruhi durumuna daha fazla etki eder. Çünkü mağdur tehditte bulunan kişiye karşı kendisini savunmasız hisseder ve bu kişiye karşı tedbir alamaz.

Tehdit suçunun özel işaretlerle işlenmesi nitelikli haline mermi, kanlı bıçak, idam ilmeği, tabanca resmi ve boğazını kesme işareti örnek verilebilir. Yine bir kimseye karşı gönderilmiş olan mektuplarda özel işaret kullanılarak ucundan kan damlayan bıçak resimleri yapılması korkuyu yoğunlaştırabilir.

Birden fazla kişi tarafından birlikte suçun işlenmesi nitelikli halinden kastedilen suçun iştirak (azmettiren veya yardım eden) halinde işlenmesi değil, suçun icra hareketlerini birlikte gerçekleştiren kişi sayısının birden fazla olmasıdır.

Var olan veya var sayılan örgütlerin oluşturdukları korkutucu gücünden yararlanılarak tehdit suçunun işlenmesi kanun koyucu tarafından TCK’nın 106’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının (d) bendinde düzenlenmiştir. Her nitelikli unsurda olduğu gibi bu nitelikli unsurda da suçun temel halinde oranla daha ağır ceza öngörmektedir.

Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit edilmesi TCK’nın 106’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının 2’nci cümlesinde ifade edilen daha az cezayı gerektiren nitelikli haldir. Malvarlığı bakımından zarara uğratmadan anlaşılması gereken tehdide maruz kalanın malvarlığı tahrip edileceğinden bahisle tehdit edilmesidir.

Tehdit suçu yalnızca kasten işlenebilen suçlardandır, taksirle veya olası kastla işlenmesi mümkün değildir.

Tehdidin özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, gerçekten veya en azından görünüş itibarıyla failin takdirine bağlıdır. Fakat bu, kötülüğün mutlaka tehdit eden tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez; bir üçüncü kişi vasıtasıyla bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi ile de, tehditte bulunulabilir.

Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddî bir mahiyet arzetmesi gerekir. Yani, istenilenin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddî şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir. Objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Kişi, fail, objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamış olabilir.

Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmedileceği belirtilmiştir. Kişi tehdidinin ciddiliğini vurgulamak için, bir başkasını öldürmüş veya yaralamış ya da malına zarar vermiş olabilir. Bu gibi durumlarda gerçek içtima hükümleri uygulanarak ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmedilmelidir.

Tüzel kişiler (şirketler, vakıflar, dernekler vs.) aleyhine tehdit suçunun işlenmesi mümkün değildir.

Tehdit suçunun yalnızca malvarlığına yönelen veya sair kötülük teşkil eden basit şekli şikayete tabidir.

 

Diğer yazılarımıza da göz atabilirsiniz;

Nişandan Dolayı Tazminat Davaları

Yağma Suçu ve Cezası

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması nedir?

Gözaltı ve Gözaltına İtiraz

Ayıplı Mal ve Hizmet

Yurtdışında Yapılan Evliliklerin Durumu

İdare Hukuku Nedir ?

Tedaviyi Reddetme Hakkı Var Mıdır ?